Terapi Hakkında Bilgiler
Terapi Hakkında Bilgiler
Adli psikoloji, psikoloji ve hukukun kesişmesi ile ortaya çıkmış ve yasal süreçlerde psikolojik ilkelerin uygulanması ile ilgilenen alandır. Türkiye%u2019de henüz yeni gelişmekte olan bu alan, dünyanın çeşitli yerlerinde çok daha sistematikleşmiştir. Bu tip ülkelerde sıklıkla dava sürecinde adli psikologların görüşü alınır. Adli psikologlar, yargılanan kişinin zihinsel yeterliliği, suç işlendiği esnadaki zihinsel durumu ve ruh hali, ve genel psikolojik durumu gibi konularda değerlendirme yaparlar. Cezai durumların söz konusu olmadığı kimi koşullarda da adli psikologların uzmanlığına başvurulur. Örneğin, boşanan bir çiftin çocuklarının velayetinin kime verileceğinin görüşüldüğü bir davada adli psikologlardan gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra profesyonel görüşlerini bildirmeleri istenebilir. Adli psikologlar; adli tıp enstitüsü, mahkeme, ıslahevi veya hapishane gibi ortamlarda çalışır ve/veya araştırma yaparlar. Adli psikologların yasal kavramlar ve süreçlere aşina olmaları ve psikolojik olguları hukuk sistemine uyarlayabilmeleri önemlidir. YukarıBilişsel ve algısal psikologlar insanlarda algısal ve düşünsel fonksiyon ve süreçler, hafıza ve benzeri konular üzerinde çalışırlar. Fikir yürütme, muhakeme ve karar verme bu konular arasında yer alır. Zihnin gerçekliği nasıl temsil ettiği, bireylerin nasıl öğrendiği, insanların dili nasıl anladıkları ve oluşturdukları gibi sorular ile ilgilenirler. Bilişsel-davranışçı psikoterapi; görselleştirme, canlandırma, düşünme ve benzeri bilişsel süreçlerden ve çeşitli davranış değiştirme ilkelerinden yararlanarak kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen unsurları, düşünce ve davranış düzeyinde değiştirmeyi hedefleyen bir psikoterapi yaklaşımıdır. Otomatikleşmiş bilişsel süreçleri, kişinin kendisi hakkındaki kalıplaşmış yargılarını, yıkıcı davranış örüntülerini ve öğrenmenin etkisini ön planda tutar. Bilişsel-davranışçı terapi, danışanın aktif çabasıyla kişinin otomatik olumsuz düşüncelerini, rahatsız edici duygularını ve katı benlik şemasını daha olumlu bir hale getirmeye ve problem davranışları daha işlevsel olanlar ile değiştirmeye yardımcı olur. YukarıTipik olarak bir psikoterapi seansı 45-50 dakika sürer. Yine de, terapi yaklaşımlarına göre bu sürede değişiklik olabilir. YukarıTek bir psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa, duruma ve danışanın ihtiyaçlarına göre esneklik gösterebilen bir terapi geleneğidir. Şu veya bu sisteme/ekole katı bir bağlılığın yol açabileceği eldeki veriyi veya olayı teoriye/tekniğe uydurma çabasının tersine bu yaklaşım, eldeki olaya veya veriye uygulanabilecek en iyi tekniği veya teoriyi arar. Örneğin eklektik yaklaşımlı bir terapist, basit fobileri davranışçı, kimlik bunalımıyla, arayışıyla, vb. ilişkili rahatsızlıkları varoluşçu, bazı histerik semptomları psikanalitik, bazı depresyon türlerini farmakolojik yöntemlerle tedavi etme yoluna gidebilir. YukarıAilenin tek bir üyesi yerine tüm üyelerini ele alan ve terapiye tabi tutan çok çeşitli terapi türleri için ortak bir addır. Bu yaklaşımda bir kişi üzerinde odaklanmak yerine, ailenin tamamı dinamik bir sistem olarak ele alınır. Grup terapisi şeklinde değerlendirilen aile terapisinde, aile üyelerinin duygularını yapıcı bir şekilde ifade etmesi, tıkanan iletişim kanallarının açılması, çatışmaların uzlaşmayla çözümlenmesi, böylece her üye için daha doyurucu bir aile içi etkileşim ve yaşantı amaçlanır. YukarıDanışman psikologlar, klinik psikologlardan çok farklı çalışmamakla birlikte, ciddi problemleri olan kişilerle değil, gündelik hayattaki sıkıntıları ile mücadele eden kişilerle çalışırlar. Bu kişilerin sahip oldukları güçlü yanları ve duygusal kaynakları arttırmak ve sıkıntıları ile daha kolay ve etkin biçimde baş etmelerine yardımcı olmak üzere hizmet verirler. Danışmanlık ve psikoterapi haricinde, okullarda çalışabilir, eğitim ve bilimsel araştırma gibi alanlarda faaliyet gösterebilirler. Her yaştan ve her popülasyondan insanla çalışabilirler. YukarıDeneysel psikoloji belli bir psikolojik fenomeni anlamak ve var olan bilimsel bilgiyi arttırmak için ampirik (deneye dayalı) yöntemlerden faydalanan alandır. Çalıştığı konular çok çeşitlidir; bilişsel süreçler, öğrenme ve koşullanma, karşılaştırmalı psikoloji ve daha birçok farklı konu deneysel psikolojinin ilgi alanına girebilir. Deneysel psikologlar akademik ortam, laboratuar ve başka pek çok iş ortamında görev alabilirler. Hem insanlar hem de hayvanlar ile çalışırlar. YukarıEğitim psikologları verimli öğrenme süreçlerinin nasıl gerçekleştiği ve etkin öğretme yöntemlerinin neler olduğu ile ilgilenirler. Farklı unsurların öğrenmeyi nasıl etkilediği üzerine çalışır, olumlu veya pekiştirici etkisi olan öğeleri araştırırlar. YukarıEndüstriyel/örgütsel psikologlar kişinin verimliliğini ve çalışma hayatının kalitesini arttırmak üzere çalışırlar. Bunu yaparken psikolojik ilkelerden ve araştırma yöntemlerinden yararlanırlar. Birçoğu, insan kaynakları alanında çalışır ve eleman alma, eğitme ve geliştirme konularında kurumlara destek verir. Diğerleri ise yönetim danışmanları olarak çalışır ve stratejik planlama, kalite yönetimi ve kurumsal değişimi doğru idare etme gibi hususlarda kurumlara yardımcı olurlar. YukarıEvrimsel psikologlar, evrimsel ilkelerin insan duygu, düşünce ve davranışlarını nasıl etkilediklerine odaklanır ve insanı evrimsel bir bakış açısı ile ele alırlar. Organizmanın hayatta kalabilmesine etkisi olan ve genetik olarak belirlenmiş davranışlar üzerine çalışırlar. Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar, eş seçimi, şiddet eğilimi ve davranışı, yardım etme davranışı ve iletişim ilgi alanlarına giren konular arasındadır. YukarıGelişim psikologları, insanoğlunun yaşam boyunca geçirdiği psikolojik gelişim ile ilgilenirler. Genellikle akademik ortamlarda görev alır, okul veya sosyal hizmet kurumlarına danışmanlık verir ya da çocuklar ile çalışırlar. Önceleri bu alandaki çalışmalar, kişi üzerinde en çok belirleyiciliği olduğu kabul edilen çocukluk ve ergenlik dönemlerine odaklanırken, son yıllarda yaşlılık dönemi ve yaşlanma sürecine de ilgi gösterilmeye başlamıştır. YukarıGestalt psikolojisi, Almanya'da 1910'lu yıllardan itibaren yapısalcılığa ve diğer atomistik yaklaşımlara karşı gelişen ve Max Wertheimer, Kurt Koffka, Wolfgang Köhler, Kurt Lewin gibi isimlerin öncülüğünü yaptığı bir psikoloji akımıdır. Gestalt psikolojisinden oldukça farklı olmakla birlikte ondan esinlenerek Fritz Perls'ün önderliğinde gelişen Gestalt terapisi ise fenomenolojik bir bakışa sahip bir terapötik yaklaşımdır. Gestalt psikoterapi, hümanistik psikoterapi ekolünün bir alt dalıdır. İnsan yaşantısının ve davranışının örgütlü, bütünsel özelliğini vurgulayan bu yaklaşım, davranışların olduğu kadar bilişsel süreçlerin de temel, ilkel bileşenlerine indirgenerek anlaşılamayacağını, çünkü bütünün, kendisini oluşturan algısal parçalardan farklı olduğunu ve bu farklılığın, parçalar arasındaki örgütlenmeyle, ilişkilerle, düzenlemeyle oluştuğunu ve ancak bu terimlerle anlaşılabileceğini savunmuştur. Gestalt teorisine göre bütünü oluşturan parçaların işleyişi, bütünün kendisinin yapısıyla belirlenir; bütünün veya bütünlüğü olan sistemlerin davranışı, işlevleri açısından birbirinden ayrılamaz şeylerdir. Gestalt terapisinde, bireysel sorumluluk, terapist-danışan ilişkisi, anı yaşayıp anda olmak, sosyal çevre ve bütünsellik gibi kavramlar merkezidir. YukarıEğer; Fenomenoloji geleneğinden gelen ve insanın eşsizliği, irade özgürlüğü, kendi kararlarını verme ve sonuçlarının sorumluluğunu üstlenme gerekliliği, kendi seçimlerini yapma zorunluluğu, kendine özgü bir yaşam tarzı oluşturma yetisi ve öz gerçekleştirme, yaşamda anlam bulma, acıyı ve ölümü kabullenme ihtiyacı gibi varoluşun kaçınılmaz kaygıları ile yüzleşmeyi öne çıkaran bir ekoldür. İsminden de anlaşıldığı gibi hümanistik (insancıl) bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda bilinçdışından ve geçmişteki yaşantılardan çok, bugünkü durum, 'şimdi ve burada'yı yaşama vurgulanır. Gestalt, varoluşçu psikoterapi ve danışan-odaklı psikoterapi olmak üzere alt yaklaşımları vardır. YukarıGenellikle minimum 1, maksimum 25 seans süren kısa süreli psikoterapi, hedef yönelimli ve aktiftir. Kısa süreli oluşu seans sayısı ile değil, danışanların belli bir hedefe ulaşabilmeleri için düşünce, duygu ve davranışlarını değiştirmeleri için destek verirken zamanı mümkün olduğunca verimli bir şekilde kullanmayı niyet edinmesi ile tanımlanmıştır. Literatürde 50'ye yakın kısa süreli psikoterapi yaklaşımı bulunmakla birlikte, özellikle iki tanesi yaygın olarak kullanılmaktadır: problem odaklı kısa süreli terapi ve çözüm odaklı kısa süreli terapi. İlki söz konusu problem, ikincisi ise çözümü üzerine odaklanır. Kısa süreli psikoterapi, basit fobilerde, kişilikten kaynaklanmayan güncel çatışmalarda ve benzeri konularda etkilidir. YukarıKlinik psikologlar, zihinsel, duygusal ve davranışsal sıkıntı veya sorunları olan kişilere psikolojik destek sağlarlar. Kısa dönemli krizlerden kronik rahatsızlıklara çok çeşitli alanlarda hizmet verirler. Bazı klinik psikologlar yalnızca spesifik problemler ile çalışırlar. Bazıları ise belirli popülasyonlarla çalışırlar. Belli bir problem alanına veya popülasyona yoğunlaşmaksızın daha geniş bir sahada çalışan klinik psikologlar da mevcuttur. Her üç şekilde de kişi, hizmet verdiği alanlar ve/veya topluluklar konusunda yetkinlik sahibi olmalıdır. Nöropsikologlar ve davranışçı nöropsikologlar beyin ve psikolojik olgular arasındaki ilişkiler ile ilgilenirler. Örneğin, beynin nasıl anı oluşturduğunu ve bu anıları nasıl depoladığını veya bazı beyin hastalıklarının ve sakatlıklarının nasıl duygu, algı ve davranışı değiştirebildiğini incelerler. Görüntüleme sistemlerinden faydalanarak beynin çeşitli işlevlerini incelerler. YukarıPsikanalitik teori ve takiben ortaya çıkmış olan psikodinamik teori, erken çocukluk yaşantılarını ve geçmiş deneyimleri, bilinçdışını ve insan gelişiminde psikoseksüel süreçleri vurgulayan bir kişilik kuramıdır. Başlangıçta Freud tarafından ortaya atılan psikanalitik teorinin daha sonra farklı birçok türevi ortaya çıkmış olmasına rağmen, hepsinin ortak noktası kişiliğe, kişilik gelişimine ve insan davranışına dinamik bir bakış açısından bakmasıdır. Hepsi de erken çocukluk döneminin ve bu dönemde yaşanılan deneyimler ile bilinçdışı etkenlerinin hem kişiliğin hem de patolojinin gelişmesinde belirleyici bir rol oynadığını savunur. Buna karşılık çocuk cinselliğinin önemi, Ödipus kompleksi, içgüdüsel yaşam, haz ve gerçeklik ilkelerinin işleyişi, saldırganlık ve başka pek çok konuda Freud ile onu izleyenler arasında görüş ayrılıkları da vardır. Serbest çağrışım, rüya analizi ve transferans yoluyla rüyaların, arzuların ve direncin analiz edilmesi, çatışma ve travmaların su yüzüne çıkarılması, kısacası kişinin kendisine dair farkındalık kazanmasının sağlanması ise psikanalitik ve psikodinamik tedavilerin ortak amacıdır. YukarıPsikiyatrlar, tıp fakültelerinden mezun olup, psikiyatri eğitimini tamamlamış doktorlardır. Duygusal, zihinsel ve davranışsal işlev ve süreçlerle ilgili problemlerin tanısını tıbbı bir yaklaşımla ele alarak değerlendirir ve gerekli tedavi planını yaparlar. Bu tedavi planını yaparken ilaç kullanımı önemli bir yer tutar. Gerektiğinde psikometrik test uygulaması, hastaneye yatış, konsültasyon gibi seçeneklere yönlendirirler. Psikoterapi eğitimi almış olan psikiyatrlar, psikoterapi de yapabilirler. YukarıGerek psikiyatri gerekse psikoloji bilimleri; duygusal, zihinsel ve davranışsal işlev ve süreçleri inceler. Psikiyatri, ruh sağlığı ile ilgili problemlere genellikle biyopsikososyal bir bakış açısıyla yaklaşır ve sıkıntıları azaltmak için biyolojik yöntemlerden sıklıkla faydalanır. Biyolojik yapı ve fonksiyonları da göz önüne alarak kişiye daha bütünsel bir perspektiften bakılmasına imkan tanır; ancak yöntem olarak biyolojik yaklaşımları, bir başka deyişle ilaç tedavisini ön planda tutar. Jacob Moreno tarafından geliştirilen bir psikoterapi tekniğidir. Danışanlar, çeşitli yaşam durumlarını, duygularını, çatışmalarını terapistin denetiminde canlandırarak sorunları üzerinde yeni iç-gözlemler yapmayı veya stres durumlarıyla başa çıkmanın yeni yollarını öğrenir. Genellikle üç taraflı bir düzenlemeyle yürütülür: duygusal sorunlarını ve insanlarla ilişkilerini sunan veya 'oynayan' bir gösterici (yani danışan), sahnelenen olaydaki önemli kişileri temsil eden destek rolleri oynayan eğitimli 'yardımcı egolar' ve bu süreci yönlendiren, sonunda yorumlama seansını yöneten yönetmen (yani terapist). Psikanalitik, psikodinamik ilkelere dayanan bu teknikle danışanın bu yolla ayrıca bilinçdışı çatışmalarıyla yüzleşebildiği ve sahneleme yoluyla bir tür boşalma-katarsis yaşadığı düşünülür. YukarıPsikologlar, duygusal, zihinsel ve davranışsal işlev ve süreçleri sistematik olarak inceleyen, bu alanlarda gözlem ve değerlendirmeler yapan, üniversitelerin fen-edebiyat fakültesi psikoloji bölümlerinde 4 yıllık lisans eğitimin tamamlamış kişilerdir. Yukarıda da ifade edildiği gibi psikoloji biliminin pek çok alt alanı vardır. Bu alanların herhangi biriden yüksek lisans (uzmanlık) eğitimini tamamlamış kişilere Uzman Psikolog ünvanı verilir. Profesyonel bir eğitim sürecinden geçmenin yanı sıra, yetkin bir terapist olabilmenin önemli bir koşulu, alınan süpervizyonlardır. YukarıPsikoloji, genel tanımıyla insan ve hayvan zihnini ve davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Bireylerin ve grupların kişisel ve kişiler arası (ilişkisel) boyutlarda duygusal, zihinsel ve davranışsal işlev ve süreçleri ile ilgili her türlü gözlem ve araştırmayı kendine konu alan psikoloji, sosyal bilimlerin bir dalıdır. Klinik görüşme başlı başına bir psikolojik değerlendirme aracıdır. Ancak zaman zaman terapistler, danışanlarla ilgili daha fazla veya kısa sürede bilgi sahibi olabilmek için testlerden yararlanabilirler. Terapi kapsamında danışanların sahip olduğu birtakım haklar ve terapistlerin taşıdığı bazı sorumluluklar vardır. Terapiye gitmeden önce veya terapi sürecinin başlangıcında, haklarınızı öğrenmenizde fayda var. Psikoterapist çok farklı kişilere çok farklı konularda destek verebilir. Örneğin, duygu durumu ile ilgili sıkıntıları olan, hayatlarıyla veya fiziksel sağlıklarıyla iç içe geçmiş kronik rahatsızlığı bulunan, iş düzeni değişimine uyum sağlamaya çalışan, stresli koşullara baş etmeye uğraşan veya bir yakının vefatına bağlı duygularla mücadele etme zorluğu çeken kişilere destek verebilir. Bunlara ek olarak psikoterapistler, birçok psikolojik değerlendirmenin ve testin uygulanması, skorlanması ve yorumlanması konusunda yetkinlik sahibidirler ve bu testlerden, danışanların tanınması ve daha iyi yardımcı olunması sürecinde faydalanırlar. Rehabilitasyon psikologları; felç geçirmiş, kaza mağduru, zihinsel engelli ya da gelişimsel problemleri olan bireyler ile çalışırlar. Destek verdikleri kişilerin kendi özel durumlarına uyum sağlamalarına, sosyal ilişki becerilerini arttırmalarına, iş hayatında karşılaştıkları zorlukların üstünden gelmelerine ve ağrıları ile başa çıkabilmelerine yardımcı olurlar. Rehabilitasyon psikologları, ayrıca, toplum sağlığı ile ilgili alanlarda faaliyet gösterir ve şiddet veya madde kullanımı gibi durumların sebep olacağı engellerin oluşmasını önlemek üzere çalışırlar. YukarıSağlık psikologları biyolojik, psikolojik ve sosyal unsurların sağlık ve hastalık durumunu nasıl etkilediğini çalışır ve duygusal ve fiziksel iyilik halini arttırmaya yönelik sağlık hizmetleri stratejileri geliştirirler. Sorumlu oldukları kişilere bütünsel nitelikte bir sağlık hizmeti sunabilmek için ilgili tıp çalışanları ile birlikte hareket ederler. Sağlık psikologları herhangi bir hastalığın verdiği acı veya sıkıntılardan dolayı ortaya çıkan psikolojik problemler ile veya fiziksel belirtiler veren ama aslında psikolojik kaynaklı olan sorunlar ile ilgilenirler. YukarıSosyal psikologlar bireylerin zihinsel yaşamları ve davranışlarının diğer kişi ve gruplarla aralarında geçen sosyal etkileşimden nasıl etkilendiğini çalışırlar. Çalışma alanları çok kapsamlıdır; kişilerarası ilişkilerde yeri olan her konu sosyal psikologların ilgi alanına girer. Sosyal psikologlar çeşitli ortamlarda çalışabilirler; akademi veya enstitüler, reklam ajansları, ve organizasyon ve yönetime destek verecekleri iş yerleri ve devlet kurumları bunlardan birkaçıdır. YukarıSpor psikologları sporcuların motivasyonlarını ve odaklanmalarını arttırmalarına ve rekabet ortamlarında sıkça karşılaşılan kaygı ve kaybetme korkusu ile baş etmelerine yardımcı olur. Bu alan Türkiye%u2019de henüz çok yerleşmemiş, yeni gelişmekte olan bir alandır. YukarıPsikoloji ve Psikoterapi alanlarında bütünleyici bir yaklaşım olan TA, psikodinamik, bilişsel ve insancıl terapi yaklaşımlarından öğeler taşır. 1950'li yıllarda Eric Berne tarafından oluşturulan ve zaman içinde geliştirilen TA, temel olarak kişisel gelişim ve değişimi ön plana çıkaran bir terapi yöntemi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir kişilik kuramıdır. Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk ego durumları, kişilerarası iletişimin psikolojik analizinin yapılmasında kullanılan ana modeli oluştururlar. YukarıTerapistin benimsediği terapi yaklaşımı, mesleki iş tanımı, bağlı olduğu kurum gibi bir çok değişkenin yanı sıra, kişinin ihtiyacına göre terapi desteğinin süresi de farklılık gösterir. Bu sebeplerden dolayı danışan, danışılan kişi ve bu kişinin çalıştığı kurum ile ilgili daha fazla bilgi almadan net bir maliyet çıkarımı yapmak zordur. En doğrusu kişinin terapi desteği almayı düşündüğü kişi veya kurum ile temasa geçmesidir. YukarıTerapi, terapist ve danışanın bir araya gelerek kişinin hayatında değiştirmek veya iyileştirmek istediği alanları anlamak ve çözümlemek veya yaşam kalitesi ve tatminini arttırmak adına planlı bir şekilde çalışma sürecidir. Terapi hedefi ve bu hedefe ulaşmak için izlenen yol, terapi yaklaşımlarına göre farklılık gösterir; ancak kişinin kendi iç kaynaklarının farkına varması ve günlük hayattaki zorluklarla ve güncel problemleriyle baş edebilme becerisini geliştirmesi tümü için ortak bir amaçtır. Terapist, psikolojik destek ihtiyacında olan kişilere profesyonel bir çerçeve içerisinde destek veren, aldıkları eğitimle terapi konusunda uzmanlaşmış kişilere denir. Psikoterapi eğitimi Türkiye'de sınırlı birkaç alt alan kapsamında verilmektedir; ancak yurt dışında başka eğitim seçenekleri mevcuttur. Mesleki standartlara göre, sadece psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik veya koçluk eğitimi almış fakat bu eğitimi terapist olabilmek için gerekliliği öngörülen eğitimler ile tamamlamamış, terapi üzerine uzmanlaşmamış kişiler terapi desteği vermemelidir. Terapist ile yapacağınız ilk görüşmede şu soruları sormanız faydalı olabilir: Farklı kişilik özellikleri, farklı yapılar ve farklı ihtiyaçlar olduğu gibi, farklı terapi yaklaşımları vardır. Bu farklılıklar sebebiyle, terapi denince evrensel olarak belirlenmiş ve değişmez bir süreç düşünmek doğru değildir. Aynı yaklaşımı benimsemiş iki terapistin aynı danışana çok farklı faydaları olması dahi oldukça mümkündür. Terapiste gitmek isteme sebebiniz gerek günlük hayattaki problemlerle başa çıkma becerinizi geliştirmek, gerek daha olumlu ve üretken bir tavır edinebilmek, gerekse güncel bir sorunla baş edebilmek için destek istemek olsun, profesyonel yardım almanızın faydası dokunacaktır. Bir kişinin terapiden ne derece yararlanabileceğini öğrenmesinin en sağlıklı yolu, bir terapist ile görüşme yapmasıdır. Terapi sürecinin uzunluğu fikir ayrılıklarına yol açmış ve üzerinde tartışılmış bir konu olmakla beraber, asıl belirleyici etken, kullanılan terapi yaklaşımıdır. Terapi yaklaşımlarını farklı kılan, insan doğasını farklı şekilde yorumlamaları ve farklı varsayımlar yapmalarıdır. Yine bu doğrultuda, koyulan amaçların farklı öncelikleri vardır. Örneğin, kısa-süreli terapi yaklaşımı ideal olarak 10 seansı geçmemeyi hedefler. Birçok terapi için 5-6 ay gibi bir süre normal kabul edilebilir. Öte yandan, psikanalitik yaklaşım, farklı öncelikler ve insana ilişkin farklı yorumlar üzerinden gelişmiş bir disiplindir ve terapiye her kişinin geçmesi gereken, hayat değiştirici bir süreç olarak bakar ve bu bakış açısının bir yansıması olarak psikanaliz sürecinin uzun yıllar sürmesi şaşırtıcı değildir. Yukarı |
Psikoloji Bilimine Yön Vermiş Kişiler
Türkiye'de Psikoloji Yayınları/Kaynakları/Dergileri
Türk Psikiyatri Dergisi
Yıl içerisinde 4 kere yayınlanan, 1990 yılından beri hizmet veren ve 2005 yılından itibaren tüm içeriğine internet üzerinden ulaşılabilecek psikiyatri dergisi. The Turkish Journal of Pediatrics
2002'den bu yana yayınlanmaktadır, yılda ortalama 6 defa çıkar, içeriklerine internet adresinden ücretsiz ulaşılabilir. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi
Yılda iki kere online olarak yayınlanan insan bilimleri dergisi, psikoloj, sosyoloji, sosyal psikoloji ve antropoloji gibi alanlara yoğunlaşan... Türkiye Psikiyatri Derneği Bültenleri
Türkiye Psikiyatri Derneği, psikiyatri alanında kongre ve yayınlarını bu adreste sunmaktadır. 1996-2010 yılları arasındaki bültenlere ücretsiz ve üyeliksiz erişilebilir. Bağımlılık Dergisi
Madde bağımlılığı konusuna yoğunlaşan bu derginin 2000 yılından itibaren yayınlanmış içeriğine internet adresinden ulaşmak mümkün. |